Forum Gündemi:

Editör
#1
(Son Düzenleme: 17.01.2017, Saat:19:07, Düzenleyen: Editör.) Tanzimat dönemi Türk Edebiyatında Şiir:2

I. Kuşak
-Yeniliğin başlatıcısı

Sanat anlayılışı: Akla dayalı, toplumsal
Temsilcileri: Şinasi, Ziya Paşa, Namık Kemal
Nedenleri;
-Biçimden çok içerikte yenilik
-Dilde sadeleşme çabası
-Sosyal ve siyasi konular
-Uygarlık,insanlık, vatan, millet, hürriyet
-Sanat toplum için

II Kuşak
-Yeniliği daha ileri görütenler
Sanat anlayışı: Duyguya dayalı, bireysel, güzellik esas
Temsilcileri: Recaizade Mahmut Ekrem, Abdülhak Hamit Tarhan, Muallim Naci
Nedenleri;
-İçerikle birlikte şekil ve üslup özelliklerinde önemli değişiklik
-Bireysel konular ve temalar
-Aşk, ölüm,  tabiat, metafizik mistik
-Sanat sanat için

II. Kuşağın " sanat sanat için " anlayışında olma nedenleri:
-Sanat anlayışlarının merkezine güzelliği yerleştirmeli
-Romantizm akımına bağlanmaları
-II. Abdülhamit döneminin baskıcı uygulamaları ve yönetim anlayışı

II.Kuşağın bireysel konulara ve temalara yer vermesi:
-Edebiyatın içe kapanmasına, aşırı duygusal yapıya bürünmesine yol açar.

II. Kuşak için; "Zerrelerden güneşe kadar her güzel şey şiirdir"

İkinci kuşak dil ve uslüp üzerinde de durur. Her kelimenin şiire giremeyeceğini düşünen şair, her şiirin kendine özgü söyleyiş tarzının ve kelime dağarcığının hatta ses düzeninin olduğu görüşüne bağlanır. İkinci kuşak şairlerinin kelime seçiminde ve uslüpta bu kadar titizlenmesine karşılık dilin sadeleşmesinde ileri adım atııklarını söylemek güçtür.

*Recaizade ve Abdülhak Hamit batıdan etkilenip edebiyata yeni şekiller sokar ama Muallim naci klasik edebiyattan vazgeçemez. Bunun nedeni Recaizade ve Abdülhak Hamit'in eğitimini batı yöntemiyle almış olup, Muallim Naci'nin eski tarz eğitim görüp, batıyla çok sonradan tanışmış olmasıdır.
*İkinci kuşakta yaşanan olaylar, tabiat varlıkları ve insan şiirin dünyasında geniş olarak yer alır.
*Şairin sevinçleri, üzüntüleri, tabiat varlıkları karşısında hayranlığı, bir yakının ölümü, yalnızlığı aşkı daha çok romantik duyuş ve düşünüş çerçevesinde ifade edilir.

--Yenilşemenin ikinci kuşak temsilcileri---
Öncü ve kuramcı: Recaizade Mahmut Ekrem
Recaizade Mahmut Ekrem'in çalışma yaptığı alanlar
-Şiir
-Öykü
-Roman
-Eleştri
-Edebiyat Kuramı

*Recaizade Namık Kemal'in Tasvir-i Efkar gazetesinde yazılarını yayımlamış ve daha sonra gazetenin idaresi ona kalmıştır.

Recazide'nin TÜrk Edebiyatının batılı kimlik kazanmasındaki asıl rolü;
*Şiir hakkında düşünceleri
*Yeni yetişmekte olan genç sanatkarlar üzerinde etkisi

-Recaizade, öğrencisi Ahmet İhsan'ın çıkarmakta olduğu Servet-i Fünun dergisinin başına Tevfik Fikret'i getirerek, Türk edebiyatının batılı kimlik kazanmasında ileri hamleyi temsil eden Servet-i Fünun topluluğunun oluşmasını sağlamıştır.

Recaizade yeni şiir anlayışını Talim-i Edebiyat kitabında göstermiş onun edebiyat, şiir üzerine düşünceleri klasik edebiyattan uzaklaşarak Batılı ve yeni bir anlayaşın gençler arasında yayınlaşmasında etkili olur.

Şiiri faydaya ve ahlak kurallarına bağlamaz.
O sanat eserinde güzelliği esas alır. Bu yönüyle 1. Kuşaktan önemli ölçüde ayrılır Güzel olan herşeyin şiirin konusu olduğunu söyleyerek şiirin alanını genişletir. Tabiattaki güzellikle sanat eserinin güzelliği arasında mahiyet bakımından  fark görmez.

Recaizade edebi eserde şiirde 3 tür güzellik bulur:
-Düşünce güzelliği
-Hayal güzelliği
-Duygu güzelliği > Ruhu etkileyici olduğu için diğerlerinden üstündür

Duygu + düşünce : Bir derece daha güzel
Duygu + hayal : Güzellik bir kat daha artar

Dile getirilen duyguya göre üslubun değişeceği düşüncesindedir.
Ona göre her şiirin ölçülü ve kafiyeli olması gerekmez. Her ölçülü ve kafiyeli söz de şiir değildir. Böylece düzyazı şiirin varlığı kabul edilmiş ve şiirle nazım  birbirinden ayrılmış olur

Şiirin konuşma dilinden farklı bir dile sahip olması gerektiği görüşünde olan şair bu düşüncesiyle şiirin gittikçe konuşma dilinden uzaklaşmasına zemin hazırlar.

-Recaizade şiir sanatına klasik tarzda yazdığı güzellerle başlar

"Anılsın yar ile bir yerde mey nüş ettiğim demler,
Hem onu hem beni sermest-i bihüş ettiğim demler

Ne gündü payına hasretle rü-mal olduğum günler
Ne demdi cism-i nazani der-oğus ettiğim demler"

Şiirin gayesi güzelliktir diyen şair, bu güzelliği gereğince gerçekleştirebilmek için içerikle uslüp arasında uyum sağlar.
Buda bir şiir-i muhzin-i diğer başlıklı şiiri, sanat anlayışını yansıtmasının yanında şairin varlığa nasıl baktığını gösterir...

Şiirde şair, yerde kız cocugundan  gökte yıldızlara kadar varlıkların her birinde şiirsel yanı görür. Onun bakışıyla denizde kayık gezintisi, mezarlık ziyareti, geyiğin inleyişi, güneşin doğuşu hep şiirdir, böylece şair şiirin alanını hayata ve tabiat varlıklarına doğru açarak genişletir.

Recaizade'nin klasik anlayışa bağlı güzel ve kasidelerinden sonra olgunluk dönemi şiirlerinde işlediği temalar:
-Aşk
-Tanrı
-Tabiat
-Mezarlık

Oğlu Nifad'ın genç  yaşta ölümü üzerine yazdığı "Ah Niyad" şiiri ölüm karşısında insanın çaresizliği dile getirir.

"Hasret beni cayır cayır yakarken,
Bedenimden buzdan bir el yürüyor
Hayalin çılgın çılgın bakarken
Kapanası gözümü kan bürüyor

Bu ayrılık yaman geldi pek,
Ruhum hasta, kırık kolum kanadım
Ya gel bana ya oraya beni  çek,
Gözüm nuru oğulcuğum,  Niyad'ım!"

Yeni anlayış çercevisinde yazılan bu şiir, yaşanmış bir durumu dile getiriş, samimi duyguları ifade edilişiyle dikkat çeker.

!!!İçten duygular, yalın bir dille aktarılmış.

Çoban şiirinde de bütün basitliği içinde yaşanan hayatı buluruz.

Ovalar sürüler kuzular meler

Recaizade sanatının ilerleyen döneminde batı edebiyatının etkisiyle 
-Dilini sadeleştirir.
-Yeni şekil denemeler  yapar.
-Kafiye örgüsünde değişikliğe gider.

Recaizade Mahmut Ekremin Şiir Kitapları
-Nağme-i Seher
-Yadigar-ı Şehab
-Zemzeme I - II - III
-Tefekkür (şiir - nesir karışık, Nijad ekrem'in sonuna eklenmiştir)
-Pejmürde (Şiir - nesir karışık)
-Nijad ekrem (Genç yaşta vefat eden oğlu için yazdıkları)
-Nefrin

Şiirde Büyük Ürperiş: Albülhak Hamit Tarhan
-Coşkun omantizmine bağlı olarak dağınık ilhamı,
-Dil kurallarını ihlali
-Uslüp endişesi taşımayışı
-Klasik edebbiyatın estetiğinden önemli ölçüde ayrılışı
-Metafik endişeleri
-Farklı eşya ve insan algısı
-Yeni imgelere açılan hayal dünyası
*Abdülhak Hamit bu özellikleri ile klasik edebiyatı gerileten yeniliğe zemin hazırlayan şair olur.

Şinasi'den itibaren gelen yenilik, şiir alanında klasik zevkin karşısında ilk büyük başarısını onun kaleminde kazanır
-Batı'da gördüğü hemen herşeyi seçmeden alır.
-ikili tavırlıdır.
-Kural tanımaz
-Klasik yapıyı bozar.
-Köklü aileden gelir
-Küçük yaşta Fransaya gider, o dili öğrenir
-Genç yaşta elçilik  yapar, ufku geniştir.

Namık Kemal ve Recaizade Mahmut Ekrem'i okuduktan sonra yeniliğe yönelmiştir.

Abdülhak Hamit'in şiirlerinin konuları:
-Tabiat
-Aşk
-Ölüm
-Metafizik.

Bu konular etrafında onun şiiri büyük ürperiş olarak belirginlik kazanır.

Abdülhak Hamit'in ilk şiir kitabı Sahra'nın özellikleri;
-Kır ve köy hayatını anlatır.
-Fransız romantiklerinin etkisinde yazmıştır
-Türk şiirine geniş olarak tabıatı sokması bakımından Batılı yolda yeniliktir.
-Dış dünyanın gerçekçi bir bakışla algılanmaya başlandığını gönderir.

MAKBER
Eyvah ! Ne yar, ne yer kaldı
Gönlüm dolu ahuzar kaldı
Şimdi buradaydı gitti elden
Gitti ebede  gelip ezelden

Ben gittim, o haksar kaldı.
Bir güşede törmör kaldı;
Baki o enis-i dilden, eyvah !
Beyrut'ta bir mezar kaldı
-Makber şiirinin özellikleri:
*Ölüm fikri ve metafiz konular etrafında derinleşme
*Ölümü kendi gerçekliğinde görmesi bakımından;
-Akif paşanın torunu için yazdığı mersiye ve Recaizade'nin ölüm temli şiirlerine benzer
Ancak onlardan daha ileri bir hamledir.
Bu tema çerçevesinde makberle ölü ve haci de katılır..

*Klasik edebiyatın kafiye düzeninden farklı şekilde bentlerle kurulu
*Şairin karısının ölümü üzerine yazılmıştır.

*Makber'in klasik mersiyeden ayrılan yanı:
Ölümü kendi gerçekliğinde dile getirilmesidir.
-Ayrıca eserde mersiyeden farklı, yeni bir duyus ve düşünüş vardır.

Abdülhak Hamit Türk edebiyatına felsefi şiiri getirmiştir.

Felsefi şiir: Hayati ve olayları evrenle birlikte yorumlayan; varlık ve yokluk, başlangıç ve son hayat ve ölüm gibi problemleri inşanın etrafında derinlik psikolojisi içerisinde ele alan şiirdir.
Bu tarzı Ziya Paşa Terci-i Bent'inde işlemiş ancak Abdülhak Hamit daha başarılı olmuştur.
Ziya Paşa Terci-i bentinde insanı kainatın sonsuzluğu ve ilahi kudretin yaratıcılığı karşısında aciz bir varlık olarak ele almoş
"kainat, felaket mihveri etrafında dönen bir değirmen,
insan bu değirmenin taşları altında yuvarlanan, ezilen avare bir daire.

Abdül Hamit Türk şiirinin şekil ve içerikçe yenileşmesinde, Batılılaşmasında, metafizik ve felsefi alanda zenginleşmesinde büyük atılım onun şiirlerinin dikkat çeken özellikleri=
*İçinde karşıtlıkları ve çelşikleri barındırması
*Genellikle güç anlaşılır olması

--Abdülhak Hamit'in Şiir Kitapları--
-Sahra
-Divaneklerim yahut belde
-Bunlar odur
-Makber
-Ölü
-Hacle
-Kahpe yahut bir sefilenin hasbihali
-Boludan bir ses
-Validem
-İlham-ı vatan
-Güram
-Hep yahut hiç

--Neo-Klasik = Muallim naci---
Yetişme tarzı ve zevk bakımından klasik edebiyat anlayışındadır.
Ama tam anlamıyla klasik  şiire bağlı kalmaz.
İlerleyen döneminde. Batı anlayış çerçevesinde klasik şiiri yenileme çabasına girer. Kapılarını yenileşmeye sınır olarak açan şair, klasik edebiyatla bağını bilinçli bir şekilde sürdürür. Bu da onun ılımlı, orta bir yol tutmasına, neo-klasik bir sanatkar kimliği kazanmasına yol açar.

Muallim naci klasik edebatın şiir teknğine hakimdir.

-Kıtlalar
-Gazeller
-Münacatlar
-Naatlar yazar.

Mahlasları: "Mes'udi" ve "Mes'udi hareketi"

Bu şiirlerin ortak özellikleri şunlardır;
-Hayata yukarıdan bakma
-Boş vermişlik
-Bir neşeyi sürdürme arzusu
-Melal duygusu
-Gereksiz vev sıkıcı övünmeler

................. meyhanede > Gazeli klasik edebiyatın hayal dünyası ve sanatlı söyleşiyle olan bağını gösterdiği kadar şiir sanatındaki gücünü de açıkca ortaya koyar.

Onun gençlik yıllarında İstanbul'un dışında yaşaması sebebiyle aydın çevreden uzak bulunması ve Fransızcayı geç öğrenmiş olması Batı edebiyatını geç tanımasına yol açar.

Celal Tarakçı onun "şark-gorp ayrılığını değil, sentezini arzulayan nbir tavır içersinde olduğunu öne sürer.

Muallim Nacinin yeni yolda yazılmış şiirleri:
-Kuzu
-Kebüter
-Dicle
-Sam-ı Gariban 
*Bu şiirlerinde tema, nazım şekli ve dünya anlayışı bakımından eskiden ayrılır.

Muallim Naci "Kuzu" şiiriyle klasik şiirin konularının dışına çıkar.
Aşk ve sevgili yerine tabiattaki bir varlığı, kuzuyu konu edinir.
Tabiat varlıkları ve yaşanan hayatın ayrıntıları yenileşmeyle birlikte türk şiirine girer.

Muallim Naci R.M Ekrem ve Abdül Hamit gibi ısrarla yenilikçi olma cabasına girmeyecek onda yeni anlayışa bağlı şiirler iç içe yüreyecektir.

RM. EKrem - Muallim Naci tartışmaları yaşanmıştır.

--Muallim Naci'nin değişik türdeki kitapları--
-Terkib-bende Muallim naci
-Şerare
-Ateş-pare
-Sünbüle
-Mirat-ı bedayi
-Yadigar-ı naci

--Yenileşmenin 2. kuşağında şekil değişmeleri--
*Hece ölçüsü denenir.
*BBatı edebiyatlarından alınan nazım şekilleriyle şiirler yazılır.
*Kafiye düzeninde değişikliklere gidilir

Ziya paşa (1. kuşak) heceyle şiir yazmıştı.
Namık kemal ise tiyatro eserlerinde hece ölçüsü denemişti.
Abdülhak Hamit Nesteren adlı tiyatro oyununu hece ölçüsüyle yazmıştır.
Namık Kemal heceyle yazmasını istemiştir.

Recaizade M. Ekremde heceyi dener. Fakat çok başarılı olamazlar.

Abdülhak Hamit ve Recaizade M.Ekrem aruzuda kullandılar.
Uygulamada aruza hakim olamayan Recaizade Takdir-i Elhan'da ilk kez konuya göre vezin seçme görüşünü ortaya koyar.
Bu görüş Servet-i fünun şairleri tarafından da benimsenecek özellikle Tevfik Fikret tarafından konunun özüne uygun tefilerlerle şiir yazma yolu başarıyla uygulanacaktır.

Hamit ise aruzu serbestçe kullanıp, tiyatroda bile canlılığı sağlamak için değişik yapıda vezinler deneyecektir.
Cenap Ş. ise bu yolda yürüyecektir.
Bunlara ek olarak Hamit Baladan Bir ses isimli eserinde vezin kullanmamıştır.

--Yenileşmenin 3. Kuşağı (Ara nesil)--
Tanzimat sonrası 1. ve 2. kuşağın takipçisi olarak ara nesil, bu iki kuşağın yaptığı yeniliği daha da genişletir ve geliştirirler.
Bu edebi devrede yeni şekil denemeleri ve yeni temalarda belirir.
Bir yönden klasik şiirin şekil ve türleri kullanılırken diğer yandan batı edebiyatının etkisiyle sarma kafiye, çapraz kafiye, son ve serbest şekiller denenir.
Serbest müstezat deneme alanı bulur.
Tabiat geliştirilir ve yaygınlaşır.
Ehfambementli mısra yapısı kullanılmaya ve yeni imgeler şiire girmeye başlar.

--Ara Nesil Sanatçıları--
-Menemelizade Mehmet Tahir - Nabizade nazım
-Mehmet celal -Nigar hanım
-Mustafa reşit -Recep vahyi
-Fazıl necip -Müstecabizade ismet

Gazeteciliğin yerini dergicilik almaya başlar.

--Ara Nesil Dergileri--
-Afak, Asar, Berk, Gayret, Gülşen, Güneş, Haver, Hazine-i Fünun, Hizmet, Maarif, Malumat, Mekteb, Mirati alem, Muhit, Musavver, Nilüfer

--Ara Nesil Gazeteleri--
-Mizan, Saadet, Sabah, Tercüman-ı Hakikat

Ara nesil mensuplarının eser verdiği yıllar İkinci Abdülhamit'in baskıcı yönetim dönemine rastlar.
Kuşak bir çok bakımından Recaizade M. Ekrem, Abdülhak Hamit ve Muallim Naci ekolünün devamcısıdır. (Sanat merkezli)
Estetik kaygısı öne çıkmıştır.

Devre hakim olan Talim-i Edebiyat yazarının düşünceleriyle Abdülhak Hamit'in ve muallim Naci'nin şiir sanatıdır.

--Klasik edebiyatı sürdürmek isteyenler--
Şerif aktaş > Edebiyat-ı Kadime sözü

-Şeyh vasfi > Klasik edebiyatı savunurlar
-Elhaç İbrahim efendi > Yeniliğin karşısında yer alırlar
-Hoca hayret efendi > Klasik kültür zihniyetinin temsilcileri
-Mehmet Salahi> Tartışma ve eleştri yazıları mevcut
-Muallim feyzi > Eski ve  yeni arasında giden muallim Naci'nin etrafında kümeleşirler.
-Ali ruhi > Yeni anlayış karşısında sert tavırları vardır.

Cenap Şehabettin Hazine-i Fünun ve mektep dergilerinde Şeyh vasfiye nazireler yazar. Seyfi Vasfi, Muallim Naciye nazireler yazar.
Tevfik fikret  Muallim Naci - Muallim feyzi yolunun izleyişi olarak gazeller, tevhitler kaleme alır.


--Eski ile yeni arasında yer alanlar--
Recaizade ve Abdülhak Hamit'ten gelecek etkiye açık olmaktan birlikte daha çok Muallim Naci dairesinde yer alan veya bu dairelere yaklaşan yazar ve şairlerdir.

Klasik zevk, dil, uslup şekil ve kalıplara bağlı kalırlar. Ama batı edebiyatana da kendilerini açık tutarlar.

Muallim Naci'nin Doğu-Batı ayrımı yapmadan ve teklide düşmeden başka edebiyattan faydalanmak gerektiği fikri etkilidir.
Onun "aheng-i milli" kelime grubuyla ifade ettiği  milli bir söyleyiş ve terkip anlayışı içinde olduğu sezilir..
Edebiyatta intihale karşı çıkan Ahmet Rasim'de bu hassasiyet daha belirgindir. Batılılar gibi düşünüp Türk gibi yazmayı kendi geleneklerine göre edebiyat yapmayı ön görür.
Ahmet Rasim'in "mutavassitin" kelimesiyle karşılamaya çalıştığı bu anlayış ve tavrı geliştiren sanatkarları bu grupta değerlendirmek mümkün.

Ilımlı yol takip edenler:
Ahmet Rasim, Ali Kemal, Recep Vahyi

Bu dönemin en önemli özelliği:  Eskiyle yeninin iç içe yürümesidir.

Sanatçılar üslup, şekil, içerikte yeni uygulamalara giderken bir yandan da nazire, tahmis, miraciye yazarlar  !

--Yenilikçiler--
Recaizade Abdülhak ekolüne bağlanan genç şairlerdir.
Servet-i Fünun'u hazırlamışlardır.
Türk edebiyatının batıya yönelmesi şekil ve muhteva özelliklerini değiştirmesi için çaba gösterirler.
Ama klasik edebiyat tamamen yok olmaz.

Recaizade'nin şiir hakkında görüşleri
Abdülhak Hamit (dahi-i azüm unvanı) Sahra, Beide, makber ve tiyatro eserleriyle edebi devre hakimdir.

Çeviriler çok önemli! Bu dönemde yalnızca batıdan çeviriler değil Arapça - Farsça çevirilerde yapıldı.

-Şinasi ve münif Paşa'nın fransızca çevirileri ara nesilde başlar.
-Latin, leh, flandar, Danimarka, Amerika, çevirileri yapıldı.

Şiirin yapısına göre uygulamalar vardır.
Enjambantlı cümleler kullanılır.
Kafiyesiz şiirler olabilir

Bu dönemin diğer önemli özelliği
Kafiye göze değil kulağa tanzim edilir.
Bireysel konular işlenir

Ele alınan konular şunlardır;
-Felsefi manzumeler
-Tarih
-Kahramanlık
-Savaş
Bu konulara da yer verilmiş ama AŞK ve Ölüm asli temalardır.
Asli temalar;
-Verem
-Hüzün
-Yaşama sevinci
-Gözyaşı
-Aşk sevgi
-Ev hayatı

Romantizmden gelen aşırı duygusallık aşk şiirlerinde kendini gösterir..
Abdülhak ve muallim ölüm temalarını edebiyata getirir.

Kitabe-i seng-i mezar başlığı altında ölüm temasını işleyen şiirler yazılır.

--Tablo altı şiirler-- 
İlk örneklerine Mirati alem dergisinde rastlanır.
Recaizade M.Ekrem "Kelebek"
Hüseyin Haşim "Kocakarı ve kedi" şiirleriyle başlar.
Muallim naci ve m.faik de bu modaya katılır.
Menemenlizade Tahir, Mehmet celal de de tablo altı şiire rastlanır.
Sanatkar, ressamın fırçasında ifadesini bulan tablodaki tasviri kendi iç dünyasından geçirerek şiir şeklinde ifade eder.

Muallim Naci Levha ŞiiriConfusedayfa 71 oku !
(Küçük bir çocugun üzerine hücüm eden kümes hayvanlarından korunmak isterken elinde tuttuğu tabaktaki sütün dökülmesi ve dökülen sütü kedinin içmeye çalışmasını gösteren bir resim karşısında kaleme almıştır)

--Düzyazı şiir (Mensur şiir)--
Düzyazı şiiri Recaizade "nesr-i muhayyet" terkibiyle karşılar.
Düzyazı şiirin önceleri karşılandığı kelime ve terkipler
-Nesr-i muhayyet
-Nesr-i hayali
-Nesra-i şiir-amız
-Nesr-i şairane
-Mensure
-Nesr-i hazamiz

Mustafa reşit: Envar-ı zeka ve şark dergilerinde
Mehmet Celal: Tercüman-ı hakikat, şafak ve saadetten
Halit ziya: Hizmet gazetesinde mensur şiir denemeleri yapar.

Mustafa reşit düzyazı şiirlerini "Gözyaşaları" adlı kitapta toplar.
Halit ziya: Mensur şiirler ve mezardan sesler'i yayımlar.
(Düzyazı şiirin gelişmesinde önemli rol oynar)
Mehmet celal: Hazan, gözyaşı, güzel bir gece mensurleri

Muallim Naci'nin bir şiirinin etkisinde kalarak, aynı temi ve muhtevayı "İstifaza" üst başlığıyla düzyazı şeklinde yeniden y azıp, Muallim Naci'nin Tercüman-ı Hakikat'teki "Edebiyat" sütununa gönderdiği ilk gençlik devresinin sanatlı, düzyazı denemelerinde bulunur.

Mehmet Celal "Elvah-ı Şairane" adlı kitabında;
Düzyazı şiirlerinde tabiat manzalarından renkli tablolar yapar.

Halit Ziya " Hizmet" gazetesinde yayımlanan daha sonra mensur şiirler ve mezardan sesler adlı eserinde toplanan yazılarıyla bu türün türk edebiyatındaki ilk başarılı ve kalıcı örneklerini kitaplaştırmıştır...

Cevapla


Konu ile Alakalı Benzer Konular
Konular Yazar Yorumlar Okunma Son Yorum
  Türk Dili 1 – Ünite 1-2-3-4 Ders Notları (Öğrenci Notları) Liseli 1 8,081 29.05.2019, Saat:15:04
Son Yorum: cansuandc
  Türk Dili 1 – Ünite 1-2-3-4-5 Ders Notları (Öğrenci Notu) Liseli 0 4,491 20.09.2018, Saat:14:26
Son Yorum: Liseli
  Türk Dili 1 – Ünite 1-2-3-4-5 Ders Notları (Öğrenci Notu) DEVAMI Liseli 0 4,131 20.09.2018, Saat:14:23
Son Yorum: Liseli
  Türk Dili – Ünite 4 Tanzimat Dönemi (Öğrenci Notları) DEVAMI Liseli 0 3,486 20.09.2018, Saat:14:19
Son Yorum: Liseli
  Türk Dili 2. Ünite Ders Notları (Öğrenci Notu) Liseli 0 2,554 20.09.2018, Saat:14:15
Son Yorum: Liseli

Hızlı Menü:

Konuyu Okuyanlar:

1 Ziyaretçi